Ana sayfa Manşet Hastane Öncesinde Resüsitasyonu Sonlandırma

Hastane Öncesinde Resüsitasyonu Sonlandırma

0

Hastane öncesi acil sağlık sistemleri, ciddi ve potansiyel olarak ölümcül hastalık ya da yaralanmalara sahip olan hastaların zaman kaybetmeden tıbbi müdahale alabilmeleri için özel olarak tasarlanmış stratejik yapıları ifade eder. Bu sistemlerin ana amacı, özellikle ani kardiyak arrest gibi kritik durumları olan hastaların hayatlarını kurtarmaktır.

Ani kardiyak arrest, yani hastane öncesi kardiyak arrest (HÖKA) adı verilen durum, tüm dünyada ciddi bir sağlık problemi olarak görülmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde yılda yaklaşık 330.000, Avrupa’da ise yılda yaklaşık 275.000 HÖKA vakası bildirilmektedir. Kardiyak etiyolojiye bağlı olarak HÖKA’da sağ kalım oranlarında artış görülse de, genel olarak tüm HÖKA sağ kalım oranları son otuz yılda değişmemiş ve yaklaşık %10 civarında kalmıştır.

Türkiye’de, hastaneye hızla nakil sağlayan kap-götür sistemine rağmen, kardiyopulmoner resüsitasyonun (KPR) alanda etkili bir şekilde uygulanmasının sağ kalımda büyük bir etkisi olduğu artık genel kabul görmüş bir gerçektir. Ancak, bazen hastayı bir an önce hastaneye ulaştırmak istenirken, bazı zorunluluklar sebebiyle olay yerinde KPR uygulamak kaçınılmaz hale gelebilir. Bu tür nakillerde ise, yüksek hızlı ulaşımın yol açabileceği olumsuz sonuçlar, başlı başına bir problem teşkil edebilir.

50 yaşında bir erkek hastayı inceleyelim: Aniden baygınlık geçiren bu hastaya müdahale için olay yerine gidildiğinde, hastanın kardiyak arrest geçirdiği, yaklaşık 15 dakika boyunca herhangi bir müdahalenin yapılmadığı ve asistoli durumunda olduğu tespit edilir. Hasta için gerekli tıbbi müdahaleler yapılır, toplamda 25 dakika KPR uygulanır, fakat hasta herhangi bir tepki vermez. Bu durumda üç farklı seçeneğiniz vardır:

  1. Olay yerinde KPR’ye devam etmek
  2. Hastayı hastaneye nakletmek
  3. Resüsitasyonu sonlandırmak

Peki, hangi seçeneği tercih etmeli?

HÖKA vakalarında, hastane öncesi sağlık personelinin müdahale süreci boyunca olabildiğince hızlı bir şekilde KPR’ye başlaması kritik önem taşır. Ancak, olay yeri güvenliğinin sağlanamadığı durumlarda veya ölümün kesin bulguları (dekapitasyon, tam yanma, çürüme belirtileri ve rigor mortis) olan hastalarda KPR başlatılmamalıdır.

Resüsitasyonun sonlandırılmasına dair kararlar, tıbbi literatürde sıkça tartışılan bir konudur. Bu tartışmaların sonucunda Amerikan Kalp Cemiyeti, resüsitasyonu sonlandırma kurallarını belirlemiştir. Bu kurallarda hastanın mevcut durumu, arrestin sebebi, hastanın diğer sağlık durumları ve fiziksel bulguları dikkate alınarak resüsitasyonun sonlandırılması gerekip gerekmediği değerlendirilir.

Temel ve ileri kardiyak yaşam destek kriterlerine göre, belirli şartları taşıyan hastalarda, resüsitasyonun sonlandırılması önerilmektedir. Bu kriterlerin yerine getirildiği durumlarda, ölüm riskinin %99,8 olduğu tespit edilmiştir ve bu durumda resüsitasyon sonlandırılabilir.

Sonuç olarak, hastane öncesi resüsitasyon uygulanan hastaların yaklaşık üçte birinde resüsitasyonu sonlandırma kriterleri bulunmaktadır. İngiltere Resüsitasyon Konseyi’nin kılavuzları, olay yerinde spontan geri dönüşü olmayan hastaların hastaneye naklinin, sağ kalım oranlarına çok az katkı sağladığını belirtir. Resüsitasyonun sonlandırılması, düşük yaşam beklentisi olan hastaların gereksiz yere nakledilmesini önlerken, uygun, güvenli ve kaliteli bir bakımın sağlanmasına katkıda bulunmaktadır.

Son olarak, canlandırma çabalarının, bazı durumlarda mevcut kaynakların yetersizliği veya bilimsel kanıtların gerektirdiği şekilde durdurulabileceğini, sınırlandırabileceğini veya geri çekilebileceğini unutmamak gerekir. Canlandırma tedavilerinden fayda görebilecek her hastanın, bu tedavilere adil ve etkili bir şekilde erişim hakkı vardır. Özellikle, hastane öncesi sağlık çalışanlarının, resüsitasyon sonlandırma kriterlerini dikkate almadan canlandırma girişimlerine başlaması, hatta en ufak bir yaşam belirtisi dahi olsa bu hastalara gereken tüm yaşam destek tedavilerini sunması, bu mesleğin en önemli görevlerinden biridir.

Cevapla

Please enter your comment!
Please enter your name here